Milattan önce 10. yüzyıllara kadar dayanan bir köklü tarihe sahip bu antik kent yüzyıllardır korunmuş olan antik anfi tiyatrosuyla meşhur diyebilirim.. Biri büyük biri küçük iki tepe üzerinde bulunan Aspendos'ta attığınız her adımda tarihi bir yolculuğa çıkıyormuş gibi hissedeceksiniz desem hiç yanılmam! Peki sadece bu kadar mı? Hayır değil.. Hadi gelin bu kent nasıl oluşmuş sizlere anlatayım..
Antalya'nın Serik ilçesinin Belkıs köyünde bulunan bu meşhur antik kent, az önce de bahsettiğim gibi milattan önce 10. yüzyılda Akalar tarafında kurulmuş.. Antik devrin en zengin kentlerinden biri olan bölge milattan sonra 2. yüzyılda Romalıların inşa ettiği Aspendos Antik Tiyatro'su ile gün geçtikçe ilgileri üzerine çekmeyi başarmış.. Roma dönemi mimarisini en iyi şekilde yansıtan tiyatronun sıradışı özelliklere sahip olması ise cabası.. Pek çok sanatçının konserlerine ev sahipliği yapan tiyatroda en küçük bir sesin bile orkestranın en üst kısmına kadar iletilebiliyor olduğunu öğrenmek benim için en hayret verici şeydi diyebilirim! Sesi en uzağa iletebilen bu akustik orkestra özelliği sebebiyle muhakkak görmeniz gerektiğini düşündüğüm bu bölgede ayrıca muazzam başka yapılar da bulunuyor! O halde biraz da onlardan bahsedeyim..
Bölgenin en meşhur yapıları az önce bahsettiğim gibi Antik Amfi Tiyatro ve Su Kemeri olsa da en az onlar kadar kıymetli sayısız antik kalıntıya ev sahipliği yapıyor bu kent.. İşte mutlaka görmeniz gerektiğini düşündüğüm yapılardan bir kaç tanesi..
Antik Amfi Tiyatro
Kapasitesi 15-20 bin kişi olan ve Roma Dönemi imparatorlarından Marcus Aurelius tarafından inşa ettirilen bu tiyatro bölgeyi meşhur eden en önemli yapı olarak birinci sırada yer alıyor diyebilirim.
Antik Stadyum
Etrafını çevreleyen yemyeşil doğası ve antik havasıyla oldukça ilgi çekici bir yer olan Antik Stadyum, Aspendos'un mutlaka görülmesi gereken değerlerinden bir tanesi.
Bazilika
Milattan sonra 1. ve 2. yüzyıllar arasında inşa edilmiş olan Bazilika ise, günümüze gelene kadar biraz tahribata uğramış olsa da Aspendos'un önemli parçalarından biri olarak görmeniz gerektiğini düşündüğüm antik bir yapı diyebilirim..
Anıtsal Çeşme
Bir duvar içerisinde bulunan ve iki kattan oluşan bu çeşme ise bir zamanlar tamamı ile mermer kaplı bir yapıymış. Sütun mimarisiyle süslenen yapısı sebebiyle oldukça ilgi çekici bir görüntüye sahip olması nedeniyle kesinlikle görülmeye değer..
Agora
Burası ise Anıtsal Çeşme'nin hemen önünde bulunan, antik zamanda pazar yeri olarak kullanılan bir bölge.. Hatta bölgenin sağ tarafında bulunan yapı kalıntıları ise o dönemin dükkanlarına ait.. Sol tarafa doğru gittiğinizde ise kilisenin kalıntılarına rastlamanız mümkün..
Meclis Binası
Anıtsal Çeşme'nin arka tarafına doğru ilerledikçe ise Meclis Binası karşınıza çıkacak. Dönemin danışma meclisi olan bu yapı biraz harap durumda olsa da antik severler için oldukça ilgi çekici..
Aspendos Antalya'ya 9 kilometre uzaklıkta bulunan bir antik kent. Ve maalesef Antalya'dan Aspendos'a gitmek biraz sabır istiyor diyebilirim. Öncelikle bulunduğunuz şehirden hava yolu ya da kara yolu aracılığıyla Antalya merkeze gelmeniz gerekiyor. Daha sonra ise TC93 yada TC94 numaralı otobüslerden birine binerek Antalya Otogarı'na gitmelisiniz. Buradan sonra ise rotamız Serik ilçesine doğru dönecek. Antalya otogarından Serik'e giden otobüslere binip indiğiniz yerden de Aspendos Tiyatrosunun önünden geçen minibüslere binmeniz gerekiyor. Yani anlayacağınız biraz meşakkatli bir yolculuk sizi bekliyor diyebilirim, ama buna değer mi diye düşünmeyin çünkü kesinlikle değer!
Ayrıca bölgeyi Nisan ve Ekim ayları arasında sabah 9 dan akşam 7 ye kadar ziyaret edebiliyorsunuz. Kasım ve Mart arasındaki dönemde ise ziyaret saatleri sabah 8 ve akşam 5 olarak değişiyor. Giriş ücreti 25 tl fakat bölgede Müze Kart geçerli olduğu için Müze Kart çıkararak tüm kenti ücretsiz gezebiliyorsunuz. Şimdiden iyi gezmeler!