Git gide ısınan hava ve nihayet yüzünü gösteren güneşi görünce hepimizin içi kıpır kıpır oluyor öyle değil mi? Özellikle benim gibi bütün kış çiçeklerin açmasını, kuşların cıvıl cıvıl ötmesini iple çektiyseniz henüz tam olarak ısınmamış olan havalarda bile heyecanlanabilirsiniz! Hazır yaz mevsimi yaklaşmışken, kışlık kıyafetler raflara kaldırılıp yazlıklar çıkarılırken ve ufaktan ufaktan bavul hazırlama dönemleri de geliyorken, hala nereye gideceğini bilemeyenlere, kararsız kalanlara, şehir hayatından bunalıp doğada mis gibi bir kaç gün geçirmek isteyenlere seyahat tecrübelerimden yola çıkarak bir kaç farklı rota önerisi sunmak istedim.. Her birinin yeri bende ayrı olmakla birlikte aynı zamanda yine hepsi keşke yeniden gidebilsem dediğim muhteşem yerler diyebilirim! Ve okuyunca göreceksiniz ki her birinin havası da birbirinden farklı! O halde lafı daha fazla uzatmadan bir an önce " Bu yaz nereye gitsem? " diye kara kara düşünenlerin derdine çare olayım! Gelin benimle..
İlk önerim dönerken kalbimi orada bıraktığım, Maldivleri aratmayan güzelliğe sahip olan Salda Gölü elbette! Burdur'un Yeşilova bölgesine yaklaşık 4 kilometre uzaklıkta bulunan Salda Gölü özellikle son yıllarda Kültür Turları'nın gözde duraklarından biri olmayı başarmış bir doğal güzellik harikası denilebilir! Hidromanyezit mineralli yapısı nedeniyle turkuaz ve beyaz renklerin en muhteşem halini sergileyen göl, 184 metre derinliğe sahip olmasıyla da aynı zamanda Türkiye'nin en derin göllerinden biri olma özelliğine sahip! Çevresinde bulunan bembeyaz kumsalı sayesinde her yıl milyonlarca turisti bünyesinde ağırlayan göl, aynı zamanda 1989 yılında doğal bir sit alanı olarak seçilmiş. Bu nedenle yapılaşmaya izin verilmeyen bölgenin doğası nadide bir şekilde saklı kalmayı başarmış.. Gölün bir diğer önemli özelliği de kıyısında bulunan kilin cilt hastalıklarına iyi geldiği yönünde. Tüm bu özelliklerinin yanı sıra biyoçeşitlilik konusunda da oldukça etkileyici olan gölün etrafında 18 çeşit bitki türü olduğu keşfedilmiş. Ve ayrıca gölün içerisinde nesli tükenmek üzere olan bir balık çeşidi Aphanius Anatolie dahil olmak üzere toplamda 3 endemik tür balık yaşıyor! Yani anlayacağınız burası tam anlamıyla bir cennet! Şehir gürültüsünden bıkmışsanız ve doğanın içinde huzurlu bir kaç gün geçirmek istiyorsanız çadırları alıp bir an evvel yola düşün derim!
Adını Akdeniz foklarından alan Antik Phokaia yani Foça, çağlar öncesine uzanan köklü bir tarihe ve muhteşem bir iklime sahip.. Ege sahillerinde kurulan 12 iyon kentinden biri olan Foça, irili ufaklı bir çok adadan oluşuyor. Özellikle bölgede tekne turu yaparak görebileceğiniz bu muhteşem ada manzaralarının yanı sıra tekneler aracılığıyla bölgede önemli bir turistik ve tarihi alan olan Siren Kayalıkları'na gelebiliyorsunuz. Mitolojik bir hikayesi de olan Siren Kayalıkları'nda bir rivayete göre adı siren olan ve başı kadın gövdesi balık biçimine sahip yaratıklar yaşıyormuş, ve sirenlerin çıkardığı sesler denizcileri kayalıklara götürüp gemilerinin kayalıklara çarpmasına neden oluyormuş. Bu hikaye sebebiyle adanın çevresini gezerken her türlü sesi duymaya çalışacağınıza eminim. Üstelik bu kayalıkların altında bir de koruma altına alınmış bir tür olan Akdeniz Fokları'nın yaşadığını söylemeliyim! Tam bir açık hava müzesi olan bu kenti gzel kılan bir diğer önemli şey ise Kybele Tapınağı. Milattan önce 580'li yıllara dayanan ve oldukça görkemli olan bu yapı da denizcilerin bolluk bereket dileyip adak adadıkları yer olarak biliniyor.. Sur Kapılar'ından Athena Tapınağı'na, Osmanlı Dönemi Fatik Camisi'nden Yel Değirmenleri'ne kadar bir çok önemli kültürel noktaları kalbinde barındıran bu muhteşem kenti kesinlikle görmelisiniz!
Babadağ'ın eteklerinde, dünya mirası olarak korunması önerilmiş 100 dağdan bir tanesi olan Kelebekler Vadisi, içerisinde barındırdığı 80'den fazla kelebek türü nedeniyle bu adı almış bir dağ. Bir önceki önerimde şehir hayatından uzaklaşmak isteyenler için demiştim ama bu sefer şehir hayatının yanı sıra teknolojiden de uzaklaşmak isteyenler, kısacası ruhunu dinlendirmek ve bir şeylerden soyutlanmak isteyenler için Kelebekler Vadisi'nden bahsetmek istedim. Neden böyle diyorum biliyor musunuz? Çünkü burada neredeyse hiç elektrik yok! Dolayısıyla telefonunuzdan bir müddet uzak kalmaya razı olacaksınız diyebilirim.. Uzun bir aradan sonra gökyüzünü daha fazla izlemeye fırsat bulabilir, sevdiklerinizle tadına doyulmayan uzun soluklu sohbetlere dalabilir ve doğanın sesini dinleyebilirsiniz böylece.. Tabi bu kadarı benim için biraz fazla, en azından konaklayacak bir yerim olsun, elektriğim olsun diyenler için bölgede çeşitli otellerin de bulunduğunu söylemeliyim.. Özellikle müthiş Fethiye manzarasıyla bölgenin en popüler konaklama yerlerinden biri olan Lissiya Hotel size önerim olabilir! Her köşesinde huzur bulabileceğiniz bu muhteşem vadinin şelalerine doğru yürüyüşe çıkabilir, buz gibi şelale suyunun altında yorgunluğunuzu atabilirsiniz! Üstelik tırmanış yapmayı seviyorsanız şelalenin dibinde bulunan halatlar aracılığıyla Faralya'ya doğru tırmanabilir, bölgenin bilinmeyen güzelliklerini keşfe çıkabilirsiniz!
Ve son öneri rotam diğerlerine göre biraz daha kültürel bir tatil seçeneği olan Cunda Adası.. Ayvalık'ın gözde adası olan ve masmavi ve tertemiz sularıyla kitaplara dahi konu olan bu güzelim ada, her köşesinde doğal güzellikler ve tarihi kalıntılar barındırıyor olmasıyla hem kültürel hem turistik bir bölge.. Taş sokaklarından geçerken kendinizi kaybedeceğiniz ve tarihi yapılarına bakmaya doyamayacağınız adada gezilecek öyle çok yer var ki! Taksiyarhis Kilisesi ise bunlardan bir tanesi! Ortodoks Rumları tarafından 1873 yılında inşa edilen ve koruyucu meleklerden Cebrail ve Mikail'e armağan edilen kilise, Cunda adasının tarihi sembollerinden biri diyebilirim. Tek kubbeli bazalika tipinde bir yapıda olan kilise aynı zamanda Rahmi Koç Müzesi'ne de ev sahipliği yapmakta.. Aynı zamanda adada aynı şekilde bir çok tarihi camiye rastlamak da mümkün.. Özellikle mayıs aylarında muhteşem doğa manzaralarına tanıklık edebileceğiniz Cunda Adası'nda hem tatil yapabilir, hem kültür turuna çıkabilirsiniz.. Konaklama alanı düşünenler için ise önerim bölgenin en çok tercih edilen otellerinden biri olan Cunda Fora Hotel olabilir! Şimdiden iyi tatiller diliyorum!