Bu muhteşem gezegende beni etkileyen çok şey var şüphesiz. Florasından hayvan türlerine kadar her şeyine hayran olduğum dünyada beni bu kadar derinden etkileyen bir diğer doğal oluşumlar ise mağaralar. Neredeyse bütün seyahatlerimde bölgeye gitmeden önce ziyaret edebileceğim gizli saklı bir mağara var mı diye araştırmadan yola çıkmayan biri olarak size öyle mağaralardan bahsedeceğim ki hayran olmamak elde değil! Zaten dedim ya, bu kusursuz işleyen gezegenin her zerresi ayrı bir mucize.. Bir de üstüne oluşum hikayeleriyle kendine hayran bıraktıran mağaralar eklendiğinde insan hepsini görebilmek, inceleyebilmek için sabırsızlanıyor! O halde hadi gelin benimle, etkileyici bir yolculuğa çıkalım!
Görüp görebileceğiniz en ihtişamlı görüntüye sahip bu mağarayı listenin başına koymamın o kadar çok sebebi var ki! Normalde mağaraları karanlık ya da loş ışıklarıyla biliriz öyle değil mi? Bazen değil! İşte bu Yeni Zelanda’da bulunan mağarayı aydınlatan şeyler ateş böceğine benzer minik canlıların mağarayı evleri olarak benimsemiş olmaları! İçeri girdiğinizde mavinin en güzel tonuna sahip bir pırıltıyla karşılaşıyorsunuz, bütün mağara alabildiğine mavi! Glowworm adındaki bu minik böcek larvaları tavanlardan sarkan sarkıtların üzerine tutunarak yaşıyorlar ve türlerinin bir özelliği olarak uçamıyorlar. Mağarayı bu kadar güzelleştiren masmavi parıltıların sebebi ise dikkatleri üzerlerine çekerek yiyecek bulma arayışları! Gördüğünüz gibi evrimsel biyoloji her zaman olduğu gibi kusursuz işliyor! Bu da bir çeşit hayatta kalma taktiği diyebiliriz! Diyeceğim o ki; yolunuz buralara düşerse bu mağaraya uğramayı unutmayın! Bu büyülü atmosferi görmeden dönmeyin!
Slovyenya seyahatimde keşfettiğim ve havasına hayran kaldığım bir diğer mağara ise Skocjan Mağarası! Dünya’nın en büyük yer altı nehirlerine ve kanyonlarına ev sahipliği yapan bu mağara aynı zamanda uzun yıllardır Unesco Dünya Mirası Listesi’ne girmiş bulunmakta! Mağaranın en ilgi çekici özelliklerinden biri ise bölgenin bazı yerlerindeki suların fazlaca birikmesi sonucu oluşan yeraltı odacıkları! En meşhur odacık ise 22 milyon metreküp suyu içinde barındıran Martel’in Odası isimli odacık.. Yalnızca doğal oluşumu sebebiyle değil aynı zamanda eski çağlarda sıklıkla iskan bölgesi olarak kullanılması nedeniyle tarihi bir öneme de sahip olan Skocjan Mağaraları, eski zamanlarda yaşayan insanlar tarafından çeşitli efsanelere bile konu edinmiş! Bölgeyi süsleyen sarkıtlar biraz ürkütücü olsa da kesinlikle her köşesi inanılmaz bir oluşum!
333 metre derinliğinde bir açık hava mağarasından söz ediyorum! Hani şu masal kitaplarında resimleri çizilen, dibi görünmeyen, ürkütücü diyebileceğimiz mağaralardan! Binlerce kireç taşının yan yana gelerek birleşmesinden oluşan bu eşsiz mağarayı keşfetmenin yolu ise iple aşağı sarkmak! Tabi cesaretiniz varsa ikinci bir yol olarak atlayarak keşfe çıkmak da bir seçenek! Dünyadaki en geniş 11. Mağara olma özelliği taşıyan Kırlangıçlar Mağarası yeryüzünde görülmesi, keşfedilmesi gereken ender oluşumlardan bir tanesi diyebilirim.. Gidecekler için ise önerim kış mevsiminde gitmeleri yönünde olacaktır çünkü mağara aynı zamanda temiz havasıyla da oldukça ünlü ve kış ziyaretlerinde bu durumun keyfini çıkarmanız daha olası oluyor. Tüm bunların yanı sıra duvarları süsleyen kireç taşlarının yemyeşil yansımalarının arasında keşfe çıkmanın verdiği tat hiçbir şeyde yok!
Bir diğer mağara ise muhteşem güzelliğiyle dillere destan olan ve her yıl milyonlarca insanın gidip görmeye doyamadığı Benagil Mağarası! Buranın en önemli özelliği ise mağaraya yaya ya da otomobil kullanarak ulaşamıyor olmanız! Çünkü mağara tam olarak gelgit akıntılarının sıklıkla görüldüğü Algavre kıyılarında bulunuyor. Bu nedenle burayı gezmek isteyenler için özel turlar düzenlenmekte. Bildiğiniz diğer karanlık ve rutubetli mağara görüntülerinin aksine resmen tekne gezintiniz sırasında deniz manzarasını seyretme fırsatı bulabiliyorsunuz! Kısacası rüya gibi diyebilirim! Ölmeden önce gidip görülecekler listenize ekleyin!
Ve listemizin sonuncu mağarası olarak bahsedeceğim oluşum Şili'de bulunan Mavi Mermer Mağaraları! Aynı zamanda Patagonya'daki en etkileyici turistik merkezlerden biri olarak bilinen bu mağaralar, Mermer Katedrali, Mermer Şapel ve Mermer Mağarası adında üç farklı adadan oluşmakta. Rio Tranquilo'nun kocaman bir kireç taşı yarımadası altına gömülen berrak suları sebebiyle oluşan Mavi Mermer Mağaraları'nın maviliğini görür görmez büyüleneceğinize eminim! General Carrera Gölü'nün kıyı bölgesinde biriken kalsiyumun zamanla dalgalar yardımıyla aşınarak ortaya çıkardığı ve İspanyolların tabiri ile " Las Cavernas de Marmol " olarak da isimlendirilen bu eşsiz güzellikler, gezegenimizde bulunan ve kesinlikle görülmesi gereken doğal oluşumlardan bir tanesi!