2 0 0
Keyif Yapalım Mı Birazcık?
Hayal gücümüzü konuşturup tatil yapmak olgusunu bir eve
benzetelim hadi! Evin büyük ve görkemli salonu, misafirleri ağırladığımız ve
keyifli kalabalığıyla evimizi neşelendiren bir ortam. Burası kalabalığıyla
meşhurdur, insanların birlikte eğlenmesiyle. Bodrum ya da bir Antalya
tatilimizi salona benzetebiliriz. Sonra yanında mutfak var, böyle içeriden enfes
kokular geliyor. Burası herkes için değişken olsa da; Urfa, Antep, Maraş, Hatay
ya da Mardin gibi yerleri çağrıştırabilir mesela. Enfes dolmalar, pideler, künefeler…
Oh, daha ne olsun? Keyifli bir akşam yemeğinin ardından sıcak bir yaz gecesinde
çayları balkonda içelim deyip balkona yöneldiniz. Püfür püfür esiyor. Ay ışığı
altında sevdiklerinizle çok çok samimi bir ortamdasınız. Peki, burasını nereye
benzetebiliriz. Sessiz sakin yapısıyla, rengarenk ve cıvıl cıvıl sokaklarıyla,
sımsıcak içinizi ısıtan Cunda Adası, tabi ki! Cunda Adası’nda ne yapılır, nasıl vakit geçirilir, birlikte bakalım.
Cunda Adası'nın Tarihi
Piri Reis'in, Kitab-ı Bahriye'sinde geçen Yunda Adaları'ndan
Galat olduğu düşünülen Cunda Adası, milat öncesi zamanlarda Heredot tarafından Ekatonisos
olarak söylenmiştir. Sonrasında adadan yükselen kokulardan olsa gerek güzel
kokulu anlamına gelen Moshonis adı konulmuştur. Ayvalık’ın karşısında bulunan
bu şirin adanın halkını, 1924 nüfus mübadelesinde Girit ve Midilli adalarından
göçen Türkler oluşturuyor. Aynı zamanda Alibey Adası olarak da anılan adanın
mimari dokusunda Rum kültürünü görmek hala mümkündür. Siz de bu güzel adayı merak ediyorsanız, Ayvalık Otellerine ve Sarımsaklı Otellerine
göz gezdirebilirsiniz.
Agios Yannis Kilisesi
1900’lü yılların başında inşa edilmiş kilise, uzun yıllar
hizmet verdikten sonra 1944 yılındaki depremde büyük hasar görmüştür.
Sonrasında restore edilmiş ve 2007 yılından bu yana Rahmi Koç Müzesi’ne bağlı müze,
kitaplık ve kafe olarak hizmet veriyor. Kesme ve moloz taştan yapılan kilisenin
mimari dokusu da adaya ayrı bir hava katıyor.
Tarihi Yel Değirmeni
Agios Yannis Kilise’nin hemen ilerisinde bulunan yel
değirmeni, günün her saati ziyarete açıktır. Kiliseye gitmişken mutlaka
görülmesi gereken devasa bir yapı olan yel değirmeninden Cunda’yı izlemek de
ayrı bir keyif!
Çataltepe Plajı
Cunda’da bulunan bir halk plajıdır Çataltepe. Sessiz sakin
bir plaj olan Çataltepe’nin özel bir işletmesi yok, müzik çalmıyor mesela.
Cunda için boşuna sessiz sakin ve huzurlu demiyoruz. Denizi bir o kadar güzel
ve temiz olan Çataltepe Plajı, tam keyif yapmalık bir yerdir.
Ortunç Plajı
Cunda Otellerinden Ortunç Otel tarafından işletilen mavi
bayraklı plaj, Cunda’ya göre biraz pahalı ama girdiğinize değiyor doğrusu.
Lounge müzikler çalan, nezih, tatlı ve huzurlu bir ortamı var. Lezzetli
yemekleri ve harika kokteyllerini de giderseniz, mutlaka denemelisiniz.
Taş Kahve
Neo Klasik tarzda tasarlanmış mimari yapısı, geniş camlı
pencereleri, Sarımsak Taşı’ndan duvarları ile harika bir atmosfere sahip Taş
Kahve. Cunda halkının buluşma noktası niteliği kazanmış bu tatlı kahveci,
zamanla adanın simgesi haline gelmiş ve turizme çok ciddi katkı sağlamıştır.
Cunda Adası’na gelmişken Taş Kahve’de bir Türk Kahvesi içmeden dönmeyin diyelim
o halde!
Cunda Sokakları
Ülkelerin kültürleri köy yerleşkelerinde, daha küçük
yerlerin dokuları ise sokaklarında yaşatılır derler mimarlar. Hele bir adayı
anlamak ve keşfetmek için sokaklarında kaybolmak, kendinizi güzel kokularla yönlendirmek
ve sokakların sizi yönlendirmesine izin vermek yani kısacası kendinizi Cunda’ya
bırakmak çok elzem. Tipik Rum evleri, sokaklarda ilk dikkatinizi çekecek ögelerden
biri olacaktır. Kapı ve pencereleri blok taşlarla çevrelenmiş bu taş evleri,
begonvilli yolları takip ederek yürüdükten sonra Arnavut kaldırımlardan geçerek
Aşıklar Tepesi’ne varabilirsiniz. Cunda’nın her bir sokağı tarih ve begonvil
kokuyor.
Vino Şarap Evi
Adada hafif rüzgarlı bir akşamda bir kadeh şarap iyi gider
diyenlerdenseniz, Vino Şarap Evi’ne hoş geldiniz efenim! Cunda’nın akşamlarının
göz bebeği şarap evinde arkada çalan hafif bir Fransız şarkısı eşliğinde
içeceğinizi yudumlarken rengarenk sokağı seyredebilirsiniz. Ayrıca aç
giderseniz enfes yerel sızma zeytinyağları, otları ve deniz ürünleri ile
Midilli ve Girit mutfağı lezzetlerini de tadabilirsiniz.
Tatlı anılarla dönerken feribottan adaya gülümseyerek el
sallamanız dileğiyle!