Geçmişten günümüze kadar bir çok medeniyeti kalbinde barındıran, bu sebeple tarih öncesi bir çok devre ait mağara resmi ve kaya kalıntıları gibi önemli detaylara da ev sahipliği yapan Van, Kültür Turları'nın en çok ilgi gören destinasyonlarından biri ve aynı zamanda da Doğu Anadolu'nun önemli şehirlerinden bir tanesidir. Bölgede neolitik devirden itibaren kesintisiz devam eden kültürlerin varlığına ve Tilkitepe, Dilkaya Höyükleri gibi bir çok kazılarda elde edilen buluntulara rastlayabilmek mümkündür. Şehri yüksek bir medeniyet düzeyine ilk defa Urartıların çıkardığı bilinmektedir ve Urartulardan kalan bir çok tapınak, kaya mezarları ve su yolları ile madeni eserler ve toprak yapısı bunu kanıtlar niteliktedir. Milattan önce 6. yüzyıl civarında Urartuların yıkıma uğramış olmasıyla bölge yaklaşık 1500 yıl boyunca sessizliğe gömülmüş ve o dönemden Van Kalesi'nin güney yüzünde kayalıklara kazınmış pers yazıtı dışında hiç bir önemli kalıntı maalesef günümüze ulaşmamıştır. Şehrin tekrar canlanması milattan sonra 8. yüzyıldan itibaren Vaspurakan Krallığı ile başlamış ve çevrede bulunan Hristiyan mimarisine ait dini yapılar bu devirden etkilenerek giderek yaygınlaşmış ve bölgenin kültürel mirasında önemli bir yer edinmeyi başarmıştır. Attığınız her adımda kültürel ve tarihi bir çok ana tanıklık edeceğiniz bu şehri gelin biraz daha yakından tanıyalım..
Kaleler şehri olarak da adlandırılan bu tarihi şehri gezerken kesinlikle görmenizi düşündüğüm kalelerden biri Hoşap Kalesi.. Van'ın Gürpınar adlı ilçesinde bulunan ve Van şehir merkezine yaklaşık 60 kilometre uzaklıkta olan kale, 1643 yılında Mahmudi Süleyman tarafından inşa edilmiş ve günümüze kadar neredeyse hiç hasar almadan gelebilmeyi başarabilmiştir. İçerisinde mescit, köy evleri, sarnıç ve zindanlara rastlayabileceğiniz kalede Van'ın mimarisi ve kültürü hakkında fikir edinebilir, yine içerisinde yer alan demir kapı kanatları ise ilk günkü hali ile görebilirsiniz. Ayrıca kalenin içerisinde Mahmudi Sarayı olarak nitelenen kompleks yapıları inceleyebilir, en üst ve doğu kesiminde bulunan seyir köşküne çıkabilir, batı da yer alan haremliği ve selamlığı ziyaret edebilirsiniz. Bir diğer bilgi olarak Türkiye ve İran yolu üzerinde bulunması nedeni ile oldukça stratejik bir konuma sahip olan bu kalenin 19. yüzyılda terk edildiği bilinmektedir. Van Hakkari yolu üzerindeki sarp kayalıkların hemen üstüne konumlanmış olan bu tarihi kaleye giderken muhteşem fotoğraflar çekebilir, kalenin eteklerine kurulu olan ufak köyde gezintiye çıkabilirsiniz.
Bir diğer görülmesi gereken yerlerden biri ise şehrin sembolü haline gelmiş olan Van Kalesi'dir. Merkeze yaklaşık 5 kilometre uzaklıkta bulunan ve Tuşba adı ile uzun süre Urartu Devleti'ne başkentlik yapmış olan Van Kalesi, sarp bir kayalık üzerine inşa edilmiş ve günümüze kadar neredeyse hiç bir hasar almadan gelebilmeyi başarmıştır. İçerisinde 1. Sarduri'ye ait olduğu düşünülen Asur dilinde çivi yazılı kitabeler bulunmaktadır. Bir kaç yıl önce UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne girmeyi başaran kalenin bir diğer özelliği ise tepesinden Van şehrinin 360 derece olarak görülebiliyor olmasıdır. 1800 metre uzunluğunda ve 100 metre yüksekliğindeki sarp kayalıklara kurulu olan Van Kalesinde çeşitli surlara, camilere, tapınaklara, mezarlara ve yazıtlara rastlayabilmek mümkündür. Bölgede yapılan bir çok kazı çalışması sırasında bulunmuş olan bu kalıntılar sayesinde Van'ın köklü tarihi hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. Ayrıca İstanbul Üniversitesi Tarih ve Arkeoloji merkezinin yaptığı araştırmalar sonucunda bölgede bir çok tarihi yerleşim yerinin izlerine de rastlanmıştır.
Ve son olarak Van'ın mutlaka görülmesi gereken tarihi yerlerinden biri olan ve Çavuştepe Köyü'nde yer alan Çavuştepe Kalesi, II. Sarduri tarafından milattan önce 764-734 yılları arasında yaptırılmıştır. Aşağı ve yukarı olmak üzere iki bölümden oluşan kale aynı zamanda 1960'lı yıllardan bu yana kazı çalışmalarının yürütüldüğü önemli bir arkeolojik bölge olma özelliğini taşımaktadır. Yukarı kale bölümünde Urartu Baş Tanrısı Haldi'ye ait bir tapınak ile bir başka açık hava tapınağı bulunmaktadır. Aşağı kale ise 800 metre uzunluğunda bir alanı kaplamakta olup, iki tarafta uç kale yöntemiyle yapılmış surlar oldukça dikkat çekmektedir. Surlar düzgün kesilmiş kalker bloklarıyla inşa edilmiş ve doğrudan ana karaya oturtulmuştur. Bölgede İrmuşini Tapınağı, sarnıç ve saray binalarını görebilmek mümkündür. Tapınağın üzerinde bulunan çivi yazılı kitabeden yola çıkarak yapının Urartu Tanrısı İrmuşini adına inşa edildiği ortaya çıkarılmıştır. Van gezinizde ziyaret edebileceğiniz bu değerli yapı aynı zamanda Kültür Turları'nın da uğrak noktalarından biri olup, Van-Hakkari kara yolunun güney tarafında yer almaktadır ve Van'ın tarihine ışık tutan çok değerli bilgiler barındıran önemli bir mirastır.
Eğer Doğu Anadolu ya da Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nden Van'a gidecekseniz mesafe yakın olacağı için özel araba ile ya da şehirler arası otobüsler aracılığı ile ulaşım sağlayabilirsiniz. Erzurum'dan yola çıkıyorsanız özel aracınız ile yaklaşık 5 saat süren bir yolculuk ile, Diyarbakır'dan ise yaklaşık 4 saat 45 dakikada ulaşım sağlayabilirsiniz. Eğer İstanbul, İzmir, Ankara gibi metropol şehirlerden seyahat edecekseniz ise özellikle İstanbul'dan yapılacak olan seyahatlerin yaklaşık 15 saat kadar sürdüğünü belirtmeden geçmeyeyim. Tabi bu hangi ulaşım türünü tercih ettiğinize bağlı olarak da değişmektedir. Van Gölü Ekspresi kullanarak seyahat edecekler için ise yolun yaklaşık 26 saat sürdüğünü söyleyeyim. Hızlı ve daha konforlu bir seyahat tercih etmek isteyenler hava yolu ulaşımını kullanarak Van Ferit Melen Hava alanı aracılığı ile şehir merkezine ulaşım sağlayabilir. Şimdiden iyi tatiller, bu tarihi şehirde bol bol fotoğraf çekmeyi unutmayın!