Uzayda bulunan ve ışığın dahi kaçamadığı kadar çok güçlü bir çekim gücüne sahip olan kozmik gökcisimleri Kara Delik olarak adlandırılmaktadır. Einstein'in genel görelelik kuramı ile tanımlanmış olan kara delikler, ışık yayamadıkları için kara olarak adlandırılırlar. Çeşitli büyüklükte ve farklılıklarda olan kara delikler temel olarak 3 çeşitten oluşmaktadır. Kütle ve büyüklük gibi kavramlar kara deliklerin türünü belirlemektedir. En küçük kara delikler " İlksel kara delikler " olarak adlandırılır ve bilim insanları bu tür kara deliklerin bir atom kadar küçük olduklarını ama aynı zamanda büyük bir dağ kadar da iri bir kütleye sahip olduklarını düşünmektedir. En yaygın kara delik tipi ise " Yıldızsal " olarak isimlendirilen ve orta büyüklükte diyebileceğimiz kara deliklerdir. Güneş'in kütlesinden yaklaşık 20 kat daha büyük olabilen ve neredeyse 16 kilometre çapındaki bir topun içerisine yerleştirilebilen bu türler, Samanyolu Galaksi'sinde sayı olarak oldukça fazladır. En büyük kara delikler ise " Süper Kütleli " olarak adlandırılan türlerdir. Daha da somutlaştırmak gerekirse, yaklaşık bir milyon tane Güneş'in bileşiminden daha büyük kütlelere sahiptirler ve çapları yaklaşık olarak Güneş Sistemi büyüklüğünde olan bir topun içerisine yerleştirilebilecek kadar büyüktür.
İlksel kara deliklerin evrenin ilk zamanlarında Büyük Patlama'dan ( Big Bang ) hemen sonra oluştuğu düşünülmektedir. Yıldızsal kara delikler ise çok büyük kütleye sahip olan bir yıldızın kendi merkezine doğru patlaması, yani çökmesi sonucunda oluşmaktadırlar. Bu çöküşün bir diğer sonucu da " Süpernova " adını verdiğimiz, uzaya doğru patlayan yıldız patlamalarının oluşmasıdır. Süper kütleli kara deliklerin oluşum süreci ise bilim insanlarının araştırmalarına göre kara deliklerin içinde bulundukları galaksiler ile aynı anda oluşmaları yönündedir. Yani bu kara deliklerin boyutlarının büyüklüğü, içinde bulundukları galaksinin büyüklüğü ve kütlesi ile doğru orantılıdır. Işığı kara deliğin merkezine doğru çeken ve çok büyük bir çekim gücüne sahip olmaları ile bilinen kara delikler gözle görülmezler. Fakat etraflarındaki yıldızlara ve gazlara uygulanan güçlü çekim kuvveti, onları bilim insanları tarafından algılanabilir kılmaktadır. Eğer bir yıldız, uzayda belli bir nokta süresince dönüyorsa, bilim insanları yıldızların bir kara delik etrafında dönüp dönmediğini yıldızın hareketinden anlayabilmektedirler.
2017 yılının Nisan ayında, dünyanın her yanına dağılmış bir çok teleskoptan oluşan bir ağ, iki kara delikle ilgili gözlem yaptı. Ve bu teleskoplardan elde edilen görüntülerin birleştirilmesi yöntemi ile bilim dünyasında ilk kez bir kara deliğin fotoğrafı çekildi! " Astrofizikte Büyük Gün " olarak da adlandırılan bu önemli gelişmenin yaşandığı gün, 2012 yılında kurulan Event Horizon Teleskobu'ndan elde edilen veriler sonucunda ortaya çıktı. Dünya'ya 53 milyon ışık yılı uzaklığında, Başak (Virgo) takımyıldızındaki M87 Galaksisi'nin merkezinde bulunan süper masif kara delik fotoğrafının çekilmiş olması, aynı zamanda Einstein'in yirminci yüzyılın başında Genel Görelelik Kuramı bağlamında var olduğunu öne sürdüğü kara delikler konusunda yapılan ilk doğrudan gözlem olarak da tarihe geçti! Uzaydaki cisimlerin yer çekim kuvvetlerinin, kütlelerinin büyüklüğüyle doğru orantılı olduğunu öngören Einstein'in bu teorisine göre kara delik gibi büyük kütleli cisimlerin zaman çekim kuvveti ve zamanı bükebilme yeteneği bulunmakta. Kara deliklerin bir diğer özelliği ise evrendeki en vahşi yerlerden biri olarak gösterilmeleri ve kendisine yaklaşan gezegenleri, yıldızları, tozları, gazları ve her çeşit elektromanyetik radyasyonu geri dönüşümü olmayacak bir şekilde yutmaları.. Yan tarafta ise ilk kez fotoğraflanan kara deliğin fotoğrafını görüyorsunuz.
Her ne kadar çıplak gözle doğrudan gözlemlemek olanaksız olsa da, kara deliğin etrafındaki bölge Einstein'in ünlü kuramını doğrulayabilecek ya da çürütebilecek özellikte. Bilim insanlarının incelemelerine ve çektikleri fotoğraf üzerine yapılan çalışmalara göre kara deliğin etrafında 6 farklı alan mevcut. Bunlardan ilki " Olay Ufku " adı verilen ve aynı zamanda Scwarzchild çapı olarak da adlandırılan, bilginin kara deliğin kütle çekiminden kaçamayacağı ufacık mesafeyi gösteren bölge. İkinci bölge ise " Görelilik Jeti " olarak tanımlanıyor. Bu bölgede ise kara delik, civarındaki maddeyle beslendiğinde diske dikey olacak şekilde enerji serbest kalıyor ve böylece neredeyse ışık hızına yakın hızlarda dışarı atılabiliyor. Kara deliğe en yakın olduğu bilinen ve sıcak plazma olduğu öngörülen " Foton Küresi " adlı kısım ise, maddenin aşırı yüksek hızlarda yol alması ve foton saçması nedeniyle bu ismi alıyor. Bu arada foton, eletromanyetik adı verilen dalgaların toplam enerjisini meydana getiren enerji parçacıklarına verilen isim. Maddelerin olay ufkuna düşmeden önce biriktiği yere ise " Toplanma Diski " adı verilmiş. Maddenin geri dönüşümü olmayan noktayı geçemeyeceği, stabil bir yörüngede kalabileceği en yakın nokta ise " En İç Stabil Yörünge " olarak adlandırılmakta. Ve son olarak nesnelerin tekilliğin içine düştüğü ve hiç bir şekilde dışarı çıkamadığı karanlık bölgeye de " Kara Delik " adı veriliyor.
Event Horizon Teleskobu adı verilen özel bir teleskobun verileri kullanılarak oluşturulan İlk Karadelik Fotoğrafı Messier 87 (Bilimsel adı ile M87), galaksinin merkezinden çekildi Dünya'dan yaklaşık 52 milyon kilometre uzaklıkta bulunan bu galaksinin merkezindeki kara deliğin boyutu ise somut bir ifade ile Güneş'ten 6,5 milyar kat büyüklüğe sahip! Dünya'nın bir çok farklı bölgesine yerleştirilen teleskoplar kullanılarak, devasa büyüklükteki verilerin tek bir merkezde toplanıp süper bilgisayarlar ile işlenmesi sonucunda ortaya çıkan fotoğrafın orta kısmında görülen kara bölge kara deliğin kendisini oluşturmakta. Etrafında bulunan parlak turuncumsu halka ise çevresinde " saat yönünde " ve ışık hızında dönen bir yıldız ve diğer bir çok parçacığın oluşturduğu görüntünün ta kendisi. Messier 87, Samanyolu'nun da içerisinde bulunduğu Yerel Grup galaksilerinin içerisinde galaksimize en yakın konumda bulunuyor ve Başak Kümesi içerisinde yer alıyor. Kendi galaksimizin merkezinde bulunan kara deliklere göre 1000 kat daha büyük olan ve daha yavaş dönen M87'nin, şu an ki teknolojiler göz önünde bulundurulduğunda bize en net fotoğrafını verdiği söylenebilir.