Yine havalar ısınır ısınmaz en güzel tatil planları yapılmaya başlandı değil mi? Eh tabi buna bir de " Acaba oraya mı gitsem, yoksa buraya mı? " kararsızlıkları eklemeden asla olmaz! Hele ki bir yanda Kapadokya, öbür yanda güzelliğiyle Pambuk prenseslere benzettiğim Pamukkale varsa.. Bu blogu yazmak benim için biraz zor olacak, çünkü ben de tıpkı sizin gibi kararsız kalanlardanım. İşte bu yüzden ben " İkisi de! " diyorum. Yani bu demek oluyor ki bu yazımda peri bacalarını da göreceksiniz, travertenleri de.. O zaman ben söze Kapadokya'dan bahsederek başlayayım. Doğal güzelliklerin mucizevi görüntüyle harmanlandığı ve yeryüzünde gösterdiği güzelliklerin bir o kadarını daha yerin altında taşıyan bu tarihi bölge, her gezginin kesinlikle en az bir kez görmesi gereken bir yer.. Tabi bana sorarsanız Pamukkale'de Kapadokya'dan farksız değil gözümde, e dedim ya arada kaldım işte, dedim madem bu kadar kararsızım bahsedeyim ikisinden de olsun bitsin! :) Hal böyle olunca da geriye bir tek bu güzelim doğa harikalarını betimlemek kaldı, sonrası sizde.. Gelin benimle!
1. Tabi ki ilk sebep tam 60 milyon yıl önceye dayanan muhteşem bir coğrafi oluşum olması! Torosların ve kuzeydeki Anadolu Platosu'nun sıkışmasıyla birlikte Hasandağı, Erciyes ve Göllüdağ bölgeye lavlar püskürtmüş ve bu lavlar platoda birikerek yumuşak bir küf tabakası oluşmasına sebep olmuş. Milyonlarca yıl boyunca yağan yağmur ve rüzgarın aşındırması ile de ortaya sert bazalt kayasından koniler çıkmış ve Peri Bacaları oluşmuş!
2. Birbirinden farklı sayısız kültürel birikim! Hititler'in Eski Yunanlılar'ın, Bizans'ın, Selçuklular'ın ve Osmanlı İmparatorluğu'nun etkisinde kalan ve milyonlarca yıl boyunca sayısız kültüre kucak açarak her köşesinde bu kültürlerden iz barındıran bir yer Kapadokya! Yani ikinci madde diyor ki; Kültür Turu'na çıkmak istiyor ve nereye gideceğinizi bilemiyorsanız buyrun efendim Kapadokya Turları!
3. Yukarıda da bahsettiğim bir gizemler şehri burası! Sadece gördüğünüz kadarını değil, çok daha fazlasını barındırıyor kalbinde! Derinkuyu, Özkonak, Kaymaklı gibi meşhur yeraltı şehirleri ziyaretçileri tarafından keşfedilmeyi bekliyor!
4. Yalnızca kültürü ile değil, sanatı ile de ön planda! El işi kilimleri, toprak testileri, yöresel izler taşıyan kaftanları ve daha nicesi ile özellikle yabancı turistlerin ilgi odağı olan bölge, harika bir akustiğe sahip olan oyma kayalıklarında her yıl düzenlenen konserleriyle de sanatsal yönünü ortaya koymayı başarıyor!
5. Mis gibi Türk mutfağı'nın en güzel örnekleri burada! Testi kebabından çeltik kebabına, yörede yetişen üzüm bağlarından tadına doyum olmayan şarap çeşitlerine kadar bir çok güzellik tarafınızdan tadılmayı bekliyor!
1. Antik Çağlardan bu yana en önemli kültür merkezlerinden biri! Özellikle şifa dolu kaplıcaları ile dünyanın her yerinden milyonlarca turisti ağırlayan Pamukkale, kalsiyum oksit içeren termal sularının oluşturduğu travertenleriyle tam bir Pambuk Prenses!
2. Dünyanın sayılı doğal alanlarından bir tanesi! Ölmeden önce görülecek yerler listesinin başına yazılabilecek kadar muhteşem bir doğaya sahip olan Pamukkale, aynı zamanda " Dünya'nın Sekizinci Harikası! "
3. Sadece travertenleri ile değil antik kentleri ile de meşhur! UNESCO tarafından Dünya Mirası ilan edilen bölge, sadece pamukları andıran travertenleri ile değil, aynı zamanda Hierapolis Antik Kenti ile de şehrin sembollerinden bir tanesi! Özellikle tarihe meraklı seyahatseverlerin Pamukkale Turları'na çıkma sebeplerinden bir tanesi de işte bu..
4. Tarihi yapıları ile göz büyüleyici! Antik kentin içerisinde bulunan ve milattan öncelere kadar dayanan köklü tarihleri ile görenleri büyüleyen yapılar, termal havuzla birleşince insan gerçekten hayret ediyor! Frontinus Caddesi, Gymnasium, Tritonlu Çeşme Binası, Tiyatro, Surlar ve Su Kanalları kesinlikle görülmeye değer!
5. Kendisi gibi otelleri de büyüleyici! Konaklama yerlerinin neredeyse hepsi termal otellerden oluşuyor ve sırf bu yüzden bile Pamukkale turuna çıkmak mümkün! Yoğun mineralli termal suları ile hem bedeninize, hem ruhunuza iyi gelecek Pamukkale Otelleri tam rahatına düşkünler için!
Arada kalanlara biraz olsun faydam dokundu mu bilemiyorum ama ben yine de ikisi de diyenlerden olduğum için size iki farklı rotaya ne zaman gidilmesi gerektiğinden de bahsetmek istiyorum. Kapadokya'ya gidecekler için ilk önerim ilkbahar ve sonbahar aylarında gitmenizdir. Çok fazla hareket gerektiren ve içinde görülecek epey turistik yapı barındıran Kapadokya'yı gezerken sıcaktan bunalmamak ve enerjinizi kaybetmemek adına havaların yeni yeni ısındığı ya da yeni yeni soğuduğu zamanlar en uygun zamanlar olabilir. Tabi istisnalar da yok değil. Eğer diyorsanız ki ben Kapadokya'yı bir de kar manzarasıyla görmek istiyorum, e o zaman toplayın kışlıkları Ocak ayında yollara düşüyoruz! Bir diğer rotamız olan Pamukkale seyahati için ise en uygun zaman bölgenin Akdeniz iklimi altında olması ve meşhur Ege sıcaklarına maruz kalıyor olması sebebi ile yine bahar ayları diyebilirim. Her ne kadar dağlar denize dik olduğundan rüzgarlı da olsa kalabalığın verdiği bunalmışlıkla tatiliniz yorucu geçsin istemiyorsanız nisan mayıs ayları sizin için uygun olabilir. Kışın gitmeyi düşünenler varsa diye belirtmeden geçmeyeyim; Pamukkale Kapadokya'ya nazaran kışın çok fazla yağmura maruz kaldığından kışın gidilmesini çok önermiyorum..
Kapadokya'ya gitmek isteyenler için öncelikle bölgenin merkezinde bir hava limanı olmadığını söyleyeyim. Hava yolu ile ulaşım sağlamak istiyorsanız Kayseri ve Nevşehir illeri üzerinden ilerleyebilirsiniz. Hava alanına geldikten sonra ise taksi ya da özel araç hizmetlerinden yararlanarak bölgeye ulaşım sağlayabilmeniz mümkün. Bir diğer seçenek ise Kayseri'ye kadar trenle seyahat edip, tren garına 15 dakika uzaklıkta bulunan otobüslerle bölgeye ulaşabilirsiniz. Pamukkale'ye ulaşmak için ise kara yolu, hava yolu ya da demir yolu kullanabilirsiniz. Bölgeye en yakın hava limanı yaklaşık 70 kilometre uzaklıkta bulunan Denizli Çardak Hava limanı'dır. Hava limanından Pamukkale'ye araç kiralayarak ya da saat başı kalkan minibüsler ile bir kaç saat içerisinde ulaşım sağlayabilirsiniz. Otobüsle gitmek isteyenler için ise İstanbul, Ankara ve İzmir'de bulunan otobüs firmalarının Denizli seferleri ile Pamukkale'ye ulaşabilmek mümkün. Gönlünüz hangisinden yana bilmem ama, bana sorarsanız ikisi de mutlaka görülmeli! Şimdiden keyifli tatiller!